5 Haziran 2011 Pazar

...

Bazen size de olur mu bilmem..Kendinizi bir kalabalığın içinde yalnız hissedermisiniz? Ben bir süredir tam da böyle hissediyorum...Etrafım insan dolu, sözde hepsi arkadaşlarım..Sonra bir bakıyorum aslında ben yalnızım...Başarısız hissediyorum kendimi sonra, gerçek dostluklar kurmayı becerememişmiyim, neden böyle hissediyorum diye...

Hep veren taraf olduğunuzu hissetmek, karşılığında hakkettiğiniz değeri göremediğinizi hissetmek üzermiydi sizi de? Çok şey mi istiyorum, yanlış insanları mı seçiyorum...Bilmiyorum...

30 Nisan 2011 Cumartesi

Cam


Takip ettiğim blogları okumak istediğimde karşılaştığım "Bu siteye giriş mahkeme kararıyla engellenmiştir" yazısını gördüğüm sürece hiç içimden gelmedi birşeyler yazmak..Uzun bir ara vermiş oldum yani... Bu arada yazacak çok şey birikti ama önceliği dün akşam Kozzy AVM Gazanfer Özcan Sahnesi'nde izlediğim "Cam" adlı oyuna vermek istiyorum.. Dolunay Soysert'e olan hayranlığımdan dolayı sevgilim bana bu oyuna bilet alarak sürpriz yapmış:) Üstüne üstlük Öyle Bir Geçer Zaman ki ile iyice tanıdığım Mete Horozoğlu, Ferhunde Deniz Çakır, Bülent Alkış ve Selen Uçer var... Dolunay Soysert'e zaten bayılıyorum başta söyledim, bütün oyuncular ayrı ayrı çok başarılıydı ama bu oyunun gizli başrolü bence çatlak bir karakteri çok güzel canlandıran Selen Uçer...Mete Horozoğlu'nu dizide daha etkileyici buldum sanki karşılaştırınca...Bülent Alkış'a da büyük bir alkış:):) Deniz Çakır naparsa ben onu Ferhunde'den ayırt edemiyorum nasıl işlemişse içimize artık:) Konusundan çok bahsetmek istemiyorum, ben hiçbirşey bilmeden gittim ve benim için çok beklenmedik oldu kurgu... Bu oyunun keyfi en iyi böyle çıkar bana göre...Kısaca kadın-erkek ilişkilerini, dostluğu, güvenmeyi sorguluyor diyelim:) Kozzy'deki yeni Gazanfer Özcan Sahnesi'ne de ilk kez gittim çok güzel bir salon olmuş, oldukça da büyük..Oyun 20.30da başlıyor, 2 perde ama oldukça uzun sürüyor, saat 23.00 ü geçiyordu çıkarken...Biletler hem tiyatro gişesinde hem Biletix'te satılıyor, gişede biraz daha ucuz sanırım..Kısacası izleyin, keyifli bir akşam geçirin...


5 Mart 2011 Cumartesi

Profesyonel!!


Bazı oyunlar boşuna kapalı gişe oynamıyor. Profesyonel'i izledikten sonra bunu bir kez daha anladım. Yetkin Dikinciler çok çok başarılı ama Bülent Emin Yarar resmen parlıyor oyunda, iyi oyuncu nasıl olunur dersi veriyor. O gülüşler, o bakışlar...Biraz ayrıntı vermek gerekirse, Yetkin Dikinciler şu an bir yayınevinde çalışan bir edebiyatçıyı, Bülent Emin Yarar ise bir gizli polisi canlandırıyor. Olaylar ise eski Yugoslavya'nın politik düzenine, komünizme ışık tutuyor. Kısaca türüne politik komedi diyebiliriz...Oyun süresi internette 1 saat 30 dakika yazıyor ama 20.00 de başlayan oyun bittiğinde saatime baktığımda 21.50 idi, tek perde..Mutlaka izlenmeli, herşey bir yana sadece Bülent Emin Yarar'ın performansı için izlenir!! Zaten sanırım kendisi bu rolüyle 2010 Afife Jale En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanmış. Bu oyuna bilet almak için çok uğraşmıştım birkaç ay boyunca ama kesinlikle değer!! 

Ve bir not: Oyuna en ön sıralardan bilet alanlar dikkat etsinler!! Oyunun bir yerinde Yetkin Dikinciler içtiği kahveyi (su da olabilir:) ağzından püskürtüyor, ıslattığı seyirciden özür diliyor. Oyunu daha önce izlemiş bir arkadaşımla konuşurken aynı şeyi o izlerken de yaptığını söyledi. Bir esprisi varsa da biz anlayamadık:))

20 Şubat 2011 Pazar

Poğaçacık


Poğaça tarifini de yazacağım demiştim ama açıkçası ilk kez denediğim için acemi şansımıydı acaba diye düşünüyor tereddüt ediyordum. Bu sabah kahvaltısına tekrar deneyince tamam dedim. Belki benim gibi bir mutfak acemisinın poğaça yapacağı tutar da işine yarar kim bilir:) Ben de tarifi internetten bulmuştum zaten, denenmiştir garantilidir:)

Malzemeler

1 yumurta
1 su bardağı zeytinyağı
1 su bardağı yoğurt
1 tatlı kaşığı tuz
1 çorba kaşığı sirke
3 su bardağı un
1 paket kabartma tozu

Üstüne sürmek için 1 yumurta sarısı, çörekotu

İçi isteğe bağlı:) Ben beyaz peynir, maydanoz, çok az kaşar peynir rendesi ve renk versin diye pulbiber karışımı koydum. 


Yapılışı: Un ve kabartma tozu dışındaki bütün malzemeleri çırptım. Daha sonra un ve kabartma tozunu bu sıvı karışımın üstüne eleyip, mikserin yoğurma aparatıyla yoğurdum. Hamuru 15-20 dakika dinlendirdim. İstediğim büyüklüğe göre göz kararı parçalar kopartıp elimle yassılttım, içini doldurup kapattım. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizdim, üzerlerine yumurta sarısı sürüp çörekotu septim. Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında kızarana kadar pişirdim. 


Resimler son anda çekildiği için pek güzel değil ama bir fikir verir gene de dedim:) Afiyet olsun!!

Bugün ayrıca çok mutluyum çünkü sonunda "Profesyonel"e bilet bulabildimm!! Bilmeyenler için Profesyonel başrollerinde Bülent Emin Yarar ve Yetkin Dikinciler'in olduğu Devlet Tiyatroları'nın bir oyunu. Daha ayrıntı vermek gerekirse her bilet almaya çalıştığımda Boş Koltuk: 0 ibaresini gördüğüm kapalı gişe oynayan oyun :):) Aylardır uğraşıyorum sonunda erken davranıp bilet bulabildim 1 Mart'a, hem de en sevdiğim sahnelerden Üsküdar Tekel Sahnesi'nde..Ayrıntılar Mart'ta:) 


16 Şubat 2011 Çarşamba

Kurabi-yeee

Bu kurabiyeleri haftasonu Kartepe'ye giden kardeşim yolda yesin diye annemin talimatıyla yaptım. Bir de poğaçalar var bir dahaki postta yazacağım. Annem şu hazır satılan tatlı kurabiye toz karışımlarından almıştı denemek için fırsat bu fırsat dedim bir deneyeyim. Karışıma sadece 1 yumurta ve yağ eklenmesi gerekiyor. Paketin üstünde margarin/tereyağ eklenmesi yazıyordu ben onun yerine 3/4 çay bardağı zeytinyağı, bir o kadar da yoğurt ekledim. Zeytinyağının kek, kurabiye ve türevlerine verdiği aromayı ben çok seviyorum hem nispeten daha az zararlı oluyor. Yağı az koyduğum için kıvamı da yoğurtla dengeledim güzel de oldu. Yuvarlak olanların içine küçük küçük doğradığım çikolatalardan koydum, diğerleri de hindistancevizi+limon aromalı..Herşey göz kararı bu aşamada ama elim boldur=)) Uzun lafın kısası kurabiyelerim kıtır kıtır güzel oldu ama toz karışımın çok da gerekli olduğunu düşünmüyorum, bana çok pratik de gelmedi:)


Blogum da planlamadığım bir şekilde yemek blogu olma yolunda ilerliyor ama bu aralar mutfakta çok zaman geçiriyorum, hem heves ettim hem de strese birebir!!!

Sevgiyle..

12 Şubat 2011 Cumartesi

Aşk Tesadüfleri Sever!

Biraz önce geldim sinemadan..Hala kalbim acıyor resmen nefesim sıkışıyor..İzlediğim en güzel aşk filmlerindendi...Yorumlara bakıyorum da şimdi hiç gerçekçi değildi bu kadarı fazla diyor insanlar...Gittiğimiz her filmde %100 gerçeklik mi ararız? Film zaten tesadüfler üzerine kurulmuşken bu tarz yorumlar bana saçma geliyor..Hele bu kadar etkileyebilen bu kadar güzel çekilmiş bir filmde..Hem ayrıca, olamaz mı? Olabilir=)


Belçim Bilgin iyiydi de Mehmet Günsür'ü bir anlatasım var..Nasıl özlemişiz kendisini..O oyunculuk, o bakışlar, o ses..Karizmadan zaten geçtim:) Yiğit Özşener'in kaderi de sevdiği kadınlar tarafından sevilmemek oldu sanki dizilerde filmlerde:) Benim için filmin diğer bi güzel yanı çok sevdiğim TNK grubunun da soundtrackde yer alması..Mutlaka kendilerine göre bi hayran kitleleri vardır ama gene de bu sayede hakettikleri gibi çok daha fazla kişi tarafından sevileceklerini bilmek güzel..Ya da herkes sevmese bizim gibi çok önceden keşfedenlere mi özel kalsalardı:) 



E daha gitmediyseniz bence gidin! 

16 Ocak 2011 Pazar

Elmalı Tartla DVD keyfi:)

Bugünlerde yeni bir iş bakarken evde de daha çok zaman geçirme şansım oluyor. Fırsat bu fırsat dedim, çeşitli yemek bloglarında görüp de özendiğim gibi birkaç tarif deneyeyim birşeyler yaratayım.. Kolaylarından başladım tabi:):) Özellikle de evde DVD izlerken şöyle çayla kahveyle gidecek kolay birşeyler yaptım kendime..Hep tiyatroya gidecek değiliz yaa biraz da evde film keyfi yapalım!!

http://anneminmutfakokusu.blogspot.com/ da gördüğüm metabolizma hızlandıran tarifi denediğim bir gündü..Tarife bakarsanız elma, limon, tarçın, karanfil ve karabiber kullanılıyor ve çok işe yarıyor! Neyse, bu karışımı yapmak için 2 elma kullanmıştım üstelik tarçınla aromalanmıştı..Dedim ki bu elmalardan bir elmalı tart yapayım hazır yumuşamışlar da! Internetten bir kaç tarif baktım rastgele, hepsini karıştırdım kafama göre birşeyler uyguladım! 2 elmanın üstüne 1 elma daha rendeledim biraz şeker, tarçın, zencefil...Fena da olmadı hani!!




Malzemeler

Hamur için:

1 yumurta
3/4 su bardağı şeker
1 çorba kaşığı yoğurt
1 çay bardağı zeytinyağı
10-15 adet ceviz
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un (Ben yaklaşık 2,5 su bardağı kullandım, 3 de olabilir)

İç için:

3 elma
1 çay kaşığı tarçın
1 çay kaşığı zencefil (azaltılabilir)
Şeker (tadarak koydum, yaklaşık 1/2 su bardağı)
Üzüm (şişmesi için suda bekletilmiş)
Ceviz

Yapılışı:

Yumurta ve şekeri çırptıktan sonra yoğurt ve yağ eklenir. Cevizler rondoda un kıvamına getirilir ve eklenir. Un ve kabartma tozu karışımın üzerine elenerek yoğrulur (Ben mikserin hamur yoğurma aparatıyla yaptım:). Hamurun yarıdan biraz azı ayrılır. Kalan kısım merdaneyle açılır, tart kalıbına yerleştirilir, kenarları biraz yükseltilir. Ben tart kalını yerine yuvarlak bir borcamın içine yağlı kağıt yayıp yaptım..Üzerine içi boşaltılır. Kalan hamur kafes şeklinde açılarak elmalı için üstüne yerleştirilebilir ya da biraz dondurulup için üzerine rendelenebilir seçeneklerini gördüm tariflerde..Ben üzerine rendelemeyi tercih ettim. Hatta bu aşamada evde önceki günden kalma ay çöreğinin içini de rendeleyiverdim üzerine:) 180oC'de önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirdim. ırından çıkınca da üzerine pudra şekeri serptim..Afiyet olsun!

3 Ocak 2011 Pazartesi

Bu aralar..


Çok değişik ruh halleri içindeyim bu aralar...Hayatın daha başındayım biliyorum ama bir türlü ilerleyemiyorum..Hep yol ayrımlarındayım..Yollardan birini seçecek, seçmediğim yolu da aklımdan tamamen çıkaracak kadar güçlü olamıyorum..Şu sallanan kuklalar gibi hissediyorum aynı..Oysa geçen sene bu zamanlar herşey ne kadar farklıydı...Bir yıl ne kadar önemliymiş insan hayatında şimdi anlıyorum...Şu an aklımı kemiren, uykumu kaçıran düşüncelerin hiçbiri yoktu o zaman beynimin içinde; sadece pembe hayallerimin vardı..Sadece 1 yıl önce bugün çok mutluydum...

1 Ocak 2011 Cumartesi

MUTLU YILLAR!



2011'in hayallerimizin gerçekleşeceği yıl olması dileğiyle...Mutlu Yıllar!